Mineral elementler hayvan organizmasının önemli bir parçasıdır. Hayvan yaşamını ve üremesini sürdürmenin yanı sıra dişi hayvanların süt verimini de sağlayan minerallerden ayrı düşünülemez. Hayvanlardaki mineral miktarına göre mineraller iki türe ayrılır. Biri, hayvanın vücut ağırlığının %0,01'inden fazlasını oluşturan ve kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, klor ve kükürt gibi 7 elementi içeren majör element olarak adlandırılan elementtir; diğeri ise hayvan ağırlığının %0,01'inden azını oluşturan ve esas olarak demir, bakır, çinko, manganez, iyot, kobalt, molibden, selenyum ve krom gibi 9 elementi içeren eser element olarak adlandırılan elementtir.
Mineraller, hayvan dokuları için önemli hammaddelerdir. Doku ve hücrelerin ozmotik basıncını korumak, vücut sıvılarının normal hareketini ve tutulmasını sağlamak için proteinlerle birlikte çalışırlar. Vücuttaki asit-baz dengesinin korunması için vazgeçilmezdir. Hücre zarının geçirgenliğini ve nöromüsküler sistemin uyarılabilirliğini korumak için özellikle potasyum, sodyum, kalsiyum ve magnezyum olmak üzere çeşitli mineral elementlerin uygun oranda plazmada bulunması gerekir. Hayvanlarda bulunan bazı maddeler, minerallerin varlığına bağlı olan özel fizyolojik işlevlerini yerine getirirler.
Vücudun yaşamsal aktivitesi ve üretim performansı üzerindeki en iyi etki, esas olarak vücuttaki milyonlarca hücrenin sağlıklı aktivite durumuyla ilişkilidir. Birçok yem maddesi besin açısından yetersizdir, hatta toksiktir. Vücuda emilen çeşitli mineraller aynı etkiye sahip değildir. Bu nedenle, yem analizinde belirtilen tüm mineraller hayvan vücudu tarafından kullanılamaz.
Dengeli bir mineral iyon sistemi olmadan hücreler görevlerini yerine getiremezler. Sodyum, potasyum, klor, kalsiyum, magnezyum, fosfor, bor ve silisyum plazması, hücreleri canlı tutan bir dizi temel işleve sahiptir.
Hücre içi ve dışındaki mineral iyonları arasındaki denge bozulduğunda, hücre içi ve dışındaki biyokimyasal reaksiyon ve metabolik verimlilik de derinden etkilenir.
Gönderim zamanı: 12 Ekim 2022